Doğum Evreleri Nedir?
Doğum evreleri hele ilk doğumda gebe için çok önemlidir. Bu nedenle ayrıntılı olarak fizyolojik açıdan inceleyelim. Burada önce kısaca, doğumun ilerleyişi sırasında yapılması ve yapılmaması gereken bazı önemli noktalara değinmek istiyorum. Doğum birbirini izleyen üç devreye ayrılabilir. Birinci devre sancılarla başlar. Sancı gelmeden gebenin sularının gelmesi veya kanama olması da bu birinci devrenin başladığını gösterir. Buna açılma devresi de denir. Bu devre döl yatağı ağzının bebeğin kafasının geçebileceği kadar en az 10 cm kadar açılmasıyla son bulur. İlk gebelikte bu devir 12-18 saat sürebilir. işte burada hastanın nefes alma tekniklerini bilmesi çok önemlidir. Baba doğuma girerse önceden öğrendiği bilgilerle eşine yardımcı olacaktır. Açılma devrinin sonundan itibaren şiddetlenen kasılmalar sırasında bebeğin başının doğum kanalına doğru ilerleyerek leğen kemiğinin iç kısmındaki yumuşak dokulara baskı yapmasına neden olur. Bu bölgede ganlion denen sinir kümeleri bulunur. Bu baskı sonucu ganlionların uyarılması sancının şiddetlenmesine ve doğumun ilerlemesine yol açar.

Doğum Evreleri
Bu sancılar doğumun başında 15-20 dakikada bir gelir ve 15 saniye kadar kendini hissettirir. Gebe kadın bu ağrı genelde bel bölgesinde duyar. Zaman içerisinde sancılar, sıklık şiddet ve devam süreleri bakımından artar. Eskiden bebeğin durumu çocuk kalp seslerinin sancılar arasında arada bir dinlenilmesi ile sağlanırdı. Ebe veya doktor tahta veya metalden yapılmış huniye benzer basit bir aleti annenin karnına dayayarak bebeğin kalp seslerini dinlemeye çalışırdı. Bu artık terk edilmiş ilkel bir yöntemdir. Bugün artık tokogram adı verilen modern monitörler kullanılmaktadır. Bu çok hassas elektronik bir alettir. Özel izleyici kısımların annenin karnının üstünden yerleştirilerek bebek kesin olarak takibe alınır. Bu aletle hem bebeğin kalp atışları sürekli olarak izlenir, hem de döl yatağının kasılmaları, yani sancılar kesin bir şekilde devamlı olarak izlenebilir. Bu tür aletlerin kullanılmaması artık her doğum takibi için gereklidir. Hele riskli gebeliklerde bu kurallara uyulmazsa bebeğin yaşamı bile tehlikeye atılmış olur. Diğer önemli bir nokta bu sahada gebenin sancılar sırasında ıkınmamasıdır.
Çünkü döl yatağı ağzı tam açılmadan ıkınırsa, hem bebek hem kendi için önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Tabii en önemlisi doğumun durmasıdır. Eğer gebe, bu sancılar sırasında nefes alma tekniklerini öğrenmişse, hangi pozisyonda duracağım bilirse, hem kendi bu açılma devrin-deki sancılan kolayca atlatır, hem de bebeğinin oksijensiz kalmasını veya doğum kanalında sıkışmasını önler. Bunun için kadın gebelik süresince bu nefes alma tekniklerini doktorundan öğrenmelidir. Döl yatağı boynunun açılmasının tamamlanmasından bebeğin doğumuna kadar olan süreye doğumun ikinci devresi denir. İlk gebelikte 1-2 saat, sonraki gebeliklerde 20-30 dakika sürer.
Bebeğin başı doğum kanalının çıkıma geldiğinde sancıların şiddeti artmakta ve artık sık sık gelmektedirler. Bu doğum sancılan gelirken, gebe kadın nasıl nefes alıp, nasıl nefesini kullanacağını ve ne şekilde ıkınacağını öğrenmişse, doğum çok kolay olacaktır. Baş doğum kanalından çıkmadan önce perine adını verdiğimiz iç dudaklar ile makat arasında kalan bölgeye büyük bir baskı olur. Bu durum annede rahatsızlık yaratır. İşte bu sırada gerilen dış cinsel bölgenin yırtılmasını önlemek için episiotomi adı verilen bir kesi yapılır. Doğumun bu noktasında bazı tıbbi hataların yapıldığı görülmektedir. Bunların en önemlisi çocuk doğarken anneye narkoz verilerek uyutulmasıdır. Annenin ölümüne bebeğin geri zekâlı olabilmesine kadar varabilecek büyük tıbbi sorunlar yaratabilecek bu uygulamadan gebe ve sahibi kendini korumalıdır.
Bu Yazıya Tepkin Ne Oldu ?